merhaba, sevgili tüketiciler. ölüm hakkında yazılanları yazanların aslında henüz ölmediğini fark ettim. ne sikime derman olduğu bilinmeyen geleceğe ağlayan metinler. istediğim zaman hayatıma son verebilirim. o halde ben ölümden daha büyüğüm. ölüm kelimesi için benim için don lastiği kadar sade. gelecekte parlak hiçbir şey yok. en aptal youtube maestrosunun elinden çıkan alalade bir efektin ürünü ışık atlatan lazer silahlarından başka. yıllar önce söz verilmiş uçan arabaların yerinde über mülk sahibi politakacılar ve rüşvetçi polisler var. tiranlar. kimin öleceğine onlar karar veriyormuşçasına tripteler. sonluluğun üç aydır dolabımda duran ruffles’tan bir farkı yok. o, ruffles. istediğim zaman açıp, dibini görebilirim. sonunu görmek istemediğim filmler gibiyim. sonsuzum. güzellikler. ve iyilikler. hamza harikarlar diyarında kaldı. bırakalım, olmak istediği kişiyle olsun. karıların sonu yok. en son ne zaman ayıkken seviştiğimi gayet net hatırlıyorum. bir şeyler eksikti. yazı olmadı. anlamadınız. anlamanıza da gerek yok. diğer taraftan bütün sahte mutluluk yüklenmiş dokuz-beş insanları için ölüm çok sakin. yavaş ölmek daha büyük bir sorumluluk gibi geliyor bana. altmış yaşında. üç çocuk ve de bir evlatlıkta. şehir dışında, bir tarlanın akabindeki villada yaşıyorsun falan. belki size de böylesi daha büyülü geliyordur. bilmiyorum. ne de olsa ben, rüyamda ölü kedi yavruları görüyorum.
Categories