Categories
05:45 Hikayeleri

her şey olabildiğine olağan

şu an kafam çok acayip düşüncelerle dolu sevgili blog okurları. öyle ki kendimi koliletip orta dünyaya göndermek, orada elflerle falan dostluklar kurmak istiyorum. kendimi gondolin iskelesinden batıya giden ilk vapura atıp bu rüyadan kadıköye varmadan uyanmak istiyorum. şu sıralar sadece ama sadece klasik müzik dinliyorum ve dinlediğim şarkılarının adı “last invasion”, “final judgement” gibi gibi şeyler olması beni ürkütüyor. anneme bu şarkıların isimlerinin ne anlama geldiğini söylesem o daha çok ürker. peki sen ürkmüyor musun sevgili blog okuru? kafam çok acayip düşüncelerle dolu demiştim değil mi? evet demişim. şu anda tam olarak yapmak istediğim şey uzaya çıkmadan önce her astronotun yaptığı uçuşlardan birini yapıp 10.000 metre yükselerek sıfır yer çekimi seviyesine ulaşmak. -yüksekliği salladım, yanlışsa uzay mühendisleri bozması beni, uzay mühendisliğini de sikeyim tabi bu arada- işte tam o esnada birinin gelip cumartesi marka şarap şişesiyle kafama yapacağı ölümcül bir vuruşla perfect yapmasını istiyorum. ancak belki o zaman gözlerimi açacağım dünya başka bir dünya olur. eğer öyle olmazsa çok sinirlenirim. öyle ki sinirden taklalar atarım. aynı milevsky gibi. öyle değil mi henry? henry demişken, kissinger geçen perşembe istanbuldaydı, çok selamı var, vakit bulur bulmaz memesine 62ytl yazıp yollayacakmış. evet sizin için çok gereksiz bir bilgi oldu. benim de kafamda çok fazla gereksiz bilgi var. mesela kızılderili geronimo’nun tek tabancayla 15.000 beyazı öldürmüş olması gibi. sonra bu adama para falan teklif etmişler, adam da toprak-duman-ağaç (kızılderili muhteşem üçlüsü) ama beyaz yok demiş. bu da gereksiz bir bilgi mesela. madem benim beynim yer kaplayarak kapasitemi daraltıyor, sizinkini de daraltsın. tekrar tekrar okuyun bunları, unutmayın amına koyim.unutmayın. unutamayın. benim unutamadığım çok şey var. mesela ölmek üzere olan babasının oturduğu tekerlekli sandalyeyi kullanırken mutluluk duyan çocuğun gülümseyişi ya da  göreceği tedavi yüzünden saçları dökülecek olan çocuğunun kendini uzaylı gibi hissetmemesi için saçlarını sıfıra vurduran baba. roller değişiyor sadece. çok şey öğretti bana çapa onkoloji. bir de insan varoluş sebebiyle uzaktan yakından alakası olacağı birine ihtiyaç duyuyor hep -a tribute to sakin- bu sonbahar da bunu öğrenerek geçecek.

yazı bitene kadar alkolün etkisi geçti.

 

3 replies on “her şey olabildiğine olağan”

Henry Kissinger’in memelerini çok merak ediyoruz benim kadar cesur olabilecek mi acaba bakalım

tüh yaaaa göndermemiş demek ki.oysa ki çok merak ediyordum bizim sektöre girdi sanmıştım bir an.

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d bloggers like this: