verimli gündü. otobüste tanımadığım bir kızın saçlarını falan okşadım, hoşuna gitti galiba. okulda feci yazışlar oldu, bol ekmek yerim bu dönem yine. dönüş yolunda milf geldi bi tane, şirinevlere kaç durak var, sen nerede ineceksin dedi, sarıldı, falan filan oh ohhh güzel gündü.
meral seni arıyorlar
lütfen davutpaşa’ya git ve yıldız tek. üni. kimya-metalurji fakültesine bi uğra. bizi kurtar bu dertten, gerekirse feda et kendini.
hitler’in ruhi içün
Türk Eğitim- Sen Kayseri 2 No’lu Şube Başkanı Ali İhsan Öztürk, Hitler’i rüyasında gördüğünü öne sürdü. Öztürk, “Hitler bey rüyamda, ‘Bush’un Irak’ta yapmış olduğu katliamlar, soykırımlar ve insanlık suçu benimkinden daha mı geri ? Eğer siz bu şekilde devam ederseniz, hakkımı helal etmeyeceğim. Eğer hayrıma helva dağıtırsanız hakkımı helal ederim‘ dedi. Biz de Hitler beyin şerrinden ve gazabından korunmak için helva dağıttık” dedi.
maçka küçükçiftlik park
14 şubat – nilüfer
21 şubat – yaşar
28 şubat – sibel can
7 mart – emre aydın
8 mart – erol evgin
14 mart – mfö
15 mart – müslüm gürses
21 mart – yalın
4 nisan – rafet el roman
11 nisan – gülben ergen
19 nisan – opeth
nasıl bir kerhane lan burası?
insanlığı öğrenin
Sağol Eylül.
yukarıdaki sıralı sözcükler metalci gençlere phil anselmo saçlarını kestidiği için daha bir manalı geliyor olabilir. ama rte realitesini görmezden gelemem. adam harbiden gelişerek değişti. çiftçilerin anasına posta koyduğu zamanları bilirim. şimdi adam uluslararası frag yapıyor. davos tiyatrosunda sadece wpost çıkışlı bir moderatör ve şimoncuğa ayar verebildi. fırsat verilse shimon peres sikletinde daha 10 tane üst düzey bürokratı seri “van minüt”leriyle heder eder bence.
yeter ki ibnelik yapmayın. edebinizle birleşin. mesela kendinizi tanımlarken tek yumruk olduk falan diyin. tek vücut olduk derseniz işin rengi değişir. bunun ingilizcesi daha komik lan : “workers of the world, unite.” voltran mı oluşturuyorsunuz amına koyayım. bi karakteriniz olsun. “stand up you fuckers.” minvalinde sloganlar türetin. up up away diyip uçan süpermen ekolünden kurtulmuşken bi de sizlerle uğraşmayalım.
noluyoruz lan
Su testisini icat eden kişiye ne kadar küfretsem az böyle bir albüme kavuştuktan sonra ama su testisi olmasaydı Arşimet suyun kaldırma kuvvetini bulamazdı. İddiaya girerim sonu gelmez mastürbasyon seferlerinden birine çıkmıştı Arşimed, en fazla keşfi o zaman yapar çünkü insan. Doğayla iç içedir, evrenin gücünü içinde hisseder. Doğadan gelip oona akan ve içinde biriken enerjiyi farklı farklı şekillerde dışa vurur. Ben de en büyük keşiflerimi bu tip zamanlarda yapmıştım ama sağolsun bugüne kadar kız arkadaşlarım hep “modern” insanlar oldular. Yormadılar beni bilimle, keşifle, felsefeyle ve sayelerinde “kalın bileklere” sahip oldum. Bu adam bu albümü nasıl yapmış onu bilmiyorum.
fantastik bir deneyimdi, her şeyi görmeyi umardım bu hayatta ama bu gerçekten fazla geldi. dört kez intiharı düşüdüm, beşinciden önce bir özeleştiri yapacak fırsatım oldu. düşündüm ulan napıyorum ben diye. yaptığım yanlıştı. sonradan öğrendim ki milliyetçi hareket partisinden olacakmış, senelerdir uzattığım bıyıklar bunun içindi demiş. şimdi yine intiharı düşünüyorum. anlamayanlar google’dan lemmy kilmister diye arama yapıp resim sorgulaması modülüne geçsin.
sevgililer günü hediyeleri
sivilitaatsiz doğru söylüyor burada. benden de hediye tavsiyesi geliyor. sevgilinize ne olduğunuzu (ya da nasıl biri tarafından ne kadar sevildiğini) gösterin ona renk renk bok hediye ederek. bütün bimilyoncular da var bunlardan.
Yıl 1975… Politik görüşler yüzünden milletin birbirini öldürdüğü zamanlar… Bu görüşler o dönemlerde çekilen filmlere de konu oluyor tabi Deli Yusuf örneğinde olduığu gibi. Film Bolu Beyi Abbas’ın gecekondu mahallesini sömürmeye çalışmasını ve mahallenin delikanlısı Deli Yusuf’un aynı zamanda Abbas Holding’in de sahibi olan para babasına karşı verdiği emsalsiz mücadeleyi konu ediyor.
Benzeri çok bu filmin, konuyu kısaca geçeceğim. Deli Yusuf para babası Abbas’ın kızını sever, mahallede yaşamaya başlar kız da babasını reddederek. Deli Yusuf mahalleye gelen siyah takım elbiseli adamları her seferinde döver, zira bunlar Abbas’ın adamlarıdır. Sonra bu siyahlı adamlar mahallede yaşamak istediklerini ve artık köle olmak istemediklerini dile getirirler. Sonra Abbas çıldırır, dozerlerle mahalleyi basar. Der ki kızımı geri verin, ben de size tapularınızı vereyim yoksa evlerinizi yıkarım. O esnada Deli Yusuf ile kız nişanlanmaktadır fakat Yusuf sevgisini kalbine gömer ve kızı babasına gönderir. Abbas da tapuları mahallelilere gönderir ancak mahalle sakinleri tapularına bakmak istediklerinde bir şokla karşılaşacaklardır. Bütün kağıtların üzerinde “ALDIN MI?” yazmaktadır. Neyi kastederek aldın mı yazdıklarını bilmemekle beraber mahalle sakinlerinin despot para babası tarafından mandepsiye bastırıldığını söyleyebilirim. Mahalleli için ikinci şok ise dozerlerin mahalleye evleri yıkmak için girmesidir, giriş yaparken de dozerler hayvanat bahçelerindeki gorilleri ve ahırlardaki eşekleri anımsatan karmaşık bir ses çıkarmaktadır, sebebini bilmiyorum. Para hırsından ağzı sulanmış, insanlıktan çıkıp hayvana dönüşmüş, aç gözlü, kurdukları feodal düzenle halkı sömüren burjuva sınıfına atılmış bir kızıl tokat olarak değerlendirebiliriz ama. Hayvan sesi çıkaran dozerlerin hedefi Deli Yusuf’un babasının oturduğu kondu olur ve babası içerdeyken ev yıkılır. Dozer yıkıntıdan dışarı çıktığında kepçesinde Deli Yusuf’un babasını yatarken görürüz, dozer onu havaya kaldırır. Deli Yusuf 10 kişiyi döver, dözerin operatörü de dahil. Sonra babasını yere indirir. Dozerle yolculuğa çıkar, kötü adam Abbas’ın malikanesini basar. Orada da herkesi döver, Abbas’ın parayla kurduğu kirli imparatorluğu çökmüştür. Bence saçma bir filmdi.
Fimden çok etkilenen yönetmen James McTeigue 2005 yılında V For Vendetta adlı filmi çekmiştir. 2006 yılında vizyona giren filmin Deli Yusuf kadar başarılı olduğu söylenemez.
sevgililer günü
bugün sevgililergünü. birden fazla çift söz konusu sanki. bu tür çoğul sözcükler bana multiple orgy çağrışımı yapıyor. bugünün bir anlamı olsun diye bsg’yi yarın seyretmeye karar verdim. onun yerine çok romantik bir film seyredeceğim. Heper satış koymazsa yarın da alterno fortlayacağız. haaa bi de bugün istiklal’de yağmur altında mizansen yapan çift görürsem the marmara’nın üstünden avlarım allahıma.
britney & tyra
TRL izlerdim eskiden, aklımda kalan sahnelerden biri buydu. MTV’nin Times Square’deki meşhur camdan stüdyosunda yanyana gelmemesi gereken iki kişi gelmişti; teen-popçu Britney Spears ve Victoria’s Secret’ta da boy gösteren manken Tyra Banks. Boy pos ararım kadında ben, onun için diyorum.
Bu arada sivilitaatsiz’in yazdıklarından bir şey anlayan var mı ?
sonradan düşündüm ve dedim ki…
britney’nin poposunun bittiği yerde tyra’nın diz kapakları başlar
lisans ve üzeri diploma derecelerine sahip bir kısım insanın sektörde +repleri toplama çabasını konu olan kişisel gelişim kitabı. bakkallarda lezzo marka oraletlerin bitişik reyonundan temin edebilirsiniz. hala doğu almanya’da birkaç tane bulunan lezzo bayisi bakkallarda bulabilirsiniz yani. çünkü bu kitabı sadece seçkin müesseseler satmaya nail olabilir. sayfaları karıştırırken kariyer ve jartiyer ilişkisini analizleyen bir paragraf ile karşılaştım. son günlerde durgun olan dimağımda adeta eureka patlaması etkisi yarattı. ferhat güzel’in nasıl bu kadar cool olduğunu da nasıl oldusa bu kitaptan öğrendim. bilgi doldum.
kariyer olaylarının g noktası
bilimsel nitelikteki yazılarıma “according to new testament” gibi satırbaşları yapmam akademisyenlerin, sektörel kodamanların, kelebek celebritylerinin.. kısacası zamanı paraya çeviren herkesin dikkatini çekiyor. dalgalanmalardan bahsederken birden piyasadaki foreplay administration degree’si olmayan kadın noksanlığından dem vurmam entel kalem tutan tabloid köşe yazarlarının da gözünden kaçmıyor. düz yazılarda haddim olmadan akrostijler çalışıyorum. henüz kimseler tarafından farkedilmedi. bu yazıdan sonra stentler hakkındaki proje dosyam tekrar değerlendirilirse 3 mm eninde bir alanda nasıl küfür edebildiğimde bilinecek.
geceyarısı unkapanı
imç’nin önündeki seyyar pilavcı füll çekiyor. füll dediysem; 25 kişi ring oluyor pilavcının etrafında ve adeta ayin yaparcasına pilav-tavuk yeniyor. tapınıyor lan terbiyesiz herifler. işin tekniği chopstick denen mereti kullanmaktan daha zor : kaşığı sapından tutmak yok. ayrıca baş parmağın bir kısmı kaşığın içinde olacak gibi dölden döle aktarılan genelekçi bir anlayış hakim imç önü pilav boyunda. görsel reseptörlerimle belgelediğim bu panoramanın benzerini en cevval savaş muhabiri bile ancak rüyasında görmüştür. grup, turşudalırz turşudalırz şeklinde bir ritüele girişince sokak lambası ışığında pilav teknesine tapınan bu tarikattan kaçızlamanın zamanının geldiğini anladım. zira bu eyes wide shut değil ben de tom cruise değilim.
satılık oy var
Sayın siyasiler,
Oyumu satıyorum haberiniz olsun, şu yukarıdaki fotoğrafta oyumun karşılığından sizden istediğim şey var. Onu gönderin bir zahmet. heper@62ytl.com’a mail atın, ayrıntıları konuşuruz. Bu arabayı gerçekten istiyorum, vereceğim oyla da halka iyi hizmet götüreceğinizden eminim. bu ülkenin şerefli belediye başkanlarına ihtiyacı var, özellikle de istanbulun. bu şerefli kişi de bana yukarıdaki mercedes sosyal yardım adı altında verecek olan kişi. çok lazım bu araba bana.
birtakım gerçekler
NY Times yazmış dün “Could Tayyip be a Cylon?” diye, ben neden olmasın derim. Derim çünkü rahatım, bir sabetayist olmama rağmen ismim henüz kitaplarda geçmedi. Mantıklı düşünün bir kere, Yalçın Küçük öyle demiyor mu? Canım sıkılıyor ey halkım, unutma beni ( A tribute to Emin Çölaşan’s tribute to Uğur Mumcu or Ahmet Kaya)
readerlarımızın dikkatine
kimsiniz siz? inanın merak ediyorum ve dün gece tırnaklarımı yedim bunu düşünürken. daha da ileri gitmekten korkuyorum, arkadaşlarım da üzülüyor benim halime. teşhir edin kimliğinizi yoksa saadettin teksoya deşifre ettiririm.
readerımız olmayanlar, siz de abone olun hemen, sevimli egom tatmin olsun
sözlük suyu
içiyoruz biz bundan hep, ekşisözlük klonları sağolsun. odtülülerin kıro olmadıklarını ispatlamaları için “aaa bizim özenti sözlüğümüz yok ama” şeklindeki veryansınlarını işitmeyeceğimiz için mutluyum bu kez en azında. onlar da sözlük açmış, facebook’a da reklam vermişler. kurtaramazlar bence götlerini. sözlükleri irdelemek istiyorum
- ekşisözlük > ilktir, bir şey demiyorum.
- itüsözlük > ekşiden sonra iyi denebilir ama klon
- uludağsözlük > çok kötü, çok rezil, tam bir utanç abidesi hatta kırşehirliler siksin öyle siteyi
- yildizsozluk > en pis sokak köpeği bu siteden daha temizdir.
- lafmacun > geçiniz.
diğer sözlüklerin de hımanağ oym.